Ötüken Ormanından Ayrılmayın! ( Bilge Kağan): Kubilay Olayı - Şehit Öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay

24 Aralık 2015 Perşembe

Kubilay Olayı - Şehit Öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay

                                                               MENEMEN OLAYI
*ÖZet Videosu Yazının Sonundadır**

Tarih         : 23 Aralık 1930
Yer            : Menemen İlçesi / İzmir
Diğer Adı  : Kubilay Olayı
Ölümler     : Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan , Bekçi Şevki , Derviş Mehmet
Sonuç        : General Mustafa Muğlalı başkanlığında Divan-ı Harp Mahkemesi kuruldu.
Hüküm      : 37 kişi idam cezası , 41 kişiye çeşitli hapis cezaları verildi. 27 Sanık beraat etti.    
         
                       Henüz yeni kurulan Cumhuriyet Rejiminin Şeyh Sait İsyanı'ndan sonra tanık olduğu ikinci  önemli irtica ayaklanmasıdır. Olaydan sonra Mustafa Fehmi Kubilay '' Devrim Şehidi'' olarak simgeleşti.                                                    
                                                                Kubilay Kimdir?                      
                                                                 


                    Asıl adı Mustafa Fehmi Kubilay'dır. Anne adı Zeynep , baba adı Hüseyin'dir. 1906 yılında Kozan'da Dünyaya gelmiştir. Ailesi Girit göçmenidir. İzmir Erkek Öğretmen Okulunda okumuştur. Vatani görevini İzmir'in Menemen ilçesinde yedek subay(Asteğmen) olarak sürdürürken Derviş Mehmet'in başını çektiği bir grup şeriatçı tarafından haince,kalleşçe,vahşice şehit edilmiştir. Cumhuriyetimizin ilk öğretmenlerinden olmuştur. Soyadı Kanunu çıkmadan önce henüz öğrenciyken Kubilay soyadını almıştır.

                                                        Derviş Mehmet Kimdir?          
        
                Şeyh Esat
 
                    Giritli Mehmet olarak da bilinir. Ne yazık ki Devrim Şehidi Kubilay ile hemşeridir. Müritlerine esrar içirerek onları mecnun hale sokup , kendisini mehdi ilan ederek insanları kendi safına çekmeye çalışmıştır.Şeyh Esat'ın Manisa'da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim tarafından yönlendirilmiştir. Çember sakallı, Cübbbeli ve sarıklı şekilde tasvir edilir. Başında bulunduğu bir grup şeriatçıyla beraber Asteğmen Kubilay'ı şehit etmiştir.
                    Genelkurmay raporunda kendisini 'Mehdi' ilan eden Derviş Mehmet'in Manisa'da bir esrarkeş kahvesini mekan edindiği ve çevresindeki insanlarla uzun süre şüphe uyandıracak fiiller içinde bulunduğu kaydediliyor


                                                            Olayların Öncesi...

                    Menemen de Kubilay'ın şehit edilmesiyle sonuçlanan irtica olayı Erbilli Şeyh Esat ve oğlu tarafından hazırlanmış , Şeyh Esat'ın sözde Manisa Baş Halifesi olarak atadığı İmam Laz İbrahim tarafından teşvik ve tahrik edilmiştir. Laz İbrahim'in kullandığı Derviş Mehmet ve adamları tarafından organize edilmiş ve vahşice icra edilmiştir.
                    Şeyh Esat ve Tarikatının amacı ; Eski düzene yeniden dönmek ,  Atatürk ve Cumhuriyet kadrolarını tasviye etmek , Saltanatı ve Halifeliği yeniden kurmaktır.

                                     
                                                         Olaylar Nasıl Gelişti?
                
                     Müftü Cami


                     Derviş Mehmet ve ekibi Paşaköy , Sümbüller ve bozalan köylerinden temin ettikleri silahlarla birlikte 1930 yılının 23 Aralık sabahı erken saatlerde Menemendeki Müftü Cami'ne gelmişlerdir. Mescitte asılı bulunan yeşil bayrağı da yanlarına alarak Belediye Meydanında tekbir getirerek gezinmeye başlamışlardır. Kendisini insanların karşısında mehdi olarak tanıtmıştır. '' Din elden gidiyor , Kafirler bizi şapka giymeye zorluyorlar '' diyerek halkı kendi yanına çekmeye çalıştı.Yanlarına aldıkları yeşil bayrağı uzunca bir sopaya bağlayarak meydanda kazdıkları çukura dikti ve '' Şapka giyen kafirdir , yakında yeniden şeriata dönülecektir'' diyerek isyanı başlattılar. Etrafında toplanan halka '' Kendisinin peygamber olarak geldiğini , şeriatı yerine getireceğini Menemen'in 70.000 Halife ordusu tarafından kuşatıldığını , şeriat bayrağı altına girmelerini , girmeyenlerin kılıçtan geçirileceğini , askerlerin silah atamayacağını , kendilerine top ve merminin işlemeyeceğini'' ifade ederek halkı ayaklandırmıştır.

                             Şehit Kubilay Bey'in Şehir Meydanına Gelmesi


                           Hükümet Konağı

             Olayların ilçede duyulması ile birlikte Alay Komutanı Kubilayı hemen olay yerine gönderdi. Ubilay eczane yolunu takip ederek olay yerine gelmişti. Askerlerini meydanın girişinde beklemelerini söyleyerek , süngü tak emrini verdi. Kendisine bişey yapmayacaklarını düşünerek tek başına isyancıların yanına gitti. Meydanda Derviş Mehmet ile karşılaşmış ve kendisine ''Yaptıkları hareketin suç olduğunu ve kanunsuz olan bu eyleme son vermeleri gerektiğini , kan dökülmeden çekip gitmelerini'' istediyse de ortaya çıkan karışıklık sonucunda silahlar ateşlenmiş ve Kubilay yaralanıp yere düşmüştür. Bunun üzerine askerler de ateş açmıştır. Askerlerin silahlarında öldürücü etkisi bulunmayan manevra mermileri bulunduğundan fişekler vardı ve gruba hiçbir zarar vermedi. Bunun üzerine Derviş Mehmet ''Bakın,bana mermi işlemiyor '' diyerek halkı kandırmaya çalıştı.

                          Öğretmen Kubilay Nasıl Şehit Edildi?


                  Kazez Cami




                          Ağır yaralanan Kubilay yerden kalkarak hükümet binasına girmek istemiş fakat kapısı kapalı olduğundan dolayı hemen yanındaki Kazez caminin bahçesine sığınmıştır. Fakat arkadasından Derviş Mehmet ve arkadaşları onun peşinden gelmişlerdir. Avluda Kubilay'ın yere yığıldığını gören Derviş Mehmet onu sürükleyip yüz üstü yatırdıktan sonra bir ayağı ile vücuduna basarak elindeki testere ağızlı bağ bıçağıyla başını gövdesinden ayırmıştır. Elindeki başı iki kere taşa vurmuş ve meydana tekrar dönerek başı ellerindeki sancağın ucuna bağlamışlardır. 



                   Böylece genç öğretmen genç asker canavarca şehit edilmiş ve cahilliğin kurbanı olmuştur.



                   Caniler yaptıkları işle yetinmeyip Şehit Kubilay'ı Menemen sokaklarında dolaştırmışlardır. Kendilerine müdahale eden iki bekçiyi de şehit etmişlerdir. 


                            Olaylardan Sonra Neler oldu?


            Olaylara müdahale etmek üzere Yzb. Ragıp Çaldıran ile Yzb. Abdülbahri Bey komutasındaki makine tüfekle takviyeli iki bölük olay yerine geldi. Yapılan uyarılara direnen ve dinlemeyen isyancılar '' Bize kurşun işlemez , biz şeyhiz , dervişiz'' demeleri üzerine gruba ateş açılmış ve Kubilay'ı şehit eden Derviş Mehmet ile iki adamı öldürülmüştür.



                          Olaya Karışanların Yargılanması

            Mustafa Muğlalı

              31 Aralık 1930 günü Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir'in merkez ilçelerinde 1 ay süre ile Fahrettin Altay idaresinde sıkıyönetim ilan edilmiş ve 1. Kolordu Komutanı vekili General Mustafa Muğlalı başkanlığında Divan-ı Harp kurulmuştur.


                     24 Ocak 1931 günü General Mustafa Muğlalı başkanlığında iddianame okunmuş ve 29 Ocak 1931 günü 36 kişinin idama mahkum edilmesine , 40 kişinin salıverilmesine , 27 sanığın beraatine ve 41 kişiye de çeşitli hapis cezaları verilmesine hükmetti.  ( 8 kişinin yaşının küçük olması sebebiyle idam hali hapse çevrilmiştir.)

                     Bazıları Kubilay'ın şehit edildiği yerde asıldı.

                                              Mustafa Kemal'in Düşünceleri 



                  Mustafa Kemal Atatürk olanları duyduğunda çok üzülmüş ve sinirlenmiştir. Daha bir kaç yıl önce Yunan İşgali tatmış olan bu muhitte meydana gelmiş olmasından dolayı şu sözleri söylemiştir; 

                          Kubilay Bey’in şehit edilmesinde mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla onaylamaları bütün Cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadisedir. Menemen’de halktan bazılarının hataları bütün millette acıya sebep olmuştur. Kubilay’a yapılan saldırının Cumhuriyete karşı yapıldığını, cüret edenlerle destekçilerinin takip edileceği kesindir. Büyük ordunun kahraman genç subayı ve Cumhuriyet’in idealist öğretmen heyetinin kıymetli üyesi Kubilay’ın temiz kanı ile Cumhuriyet’in hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.

                          ATATÜRK, 08 Şubat 1931 tarihinde Ege bölgesinde yaptığı bir gezide de; ...Halkın saflığından istifade ederek milletin maneviyatına tasallut eden kimseler ve onların takipçi ve müritleri elbette bir takım cahillerden ibarettir. Milletimizin önünde açılan kurtuluş ufuklarında fasılasız yol almasına mani olmaya çalışanlar hep bu müesseseler ve bu müesseselerin mensupları olmuştur. Türk milletinin bunlardan daha büyük düşmanı olmamıştır. Bunların mevcudiyetini müsamaha ile telâkki edenler, Menemen’de Kubilay’ın başı kesilirken lakaydine seyretmeye tahammül ve hatta alkışlamaya cesaret edenlerle birdir...'' demiştir.
                        
                          İsmet İnönü Paşa ise olaylardan bir hafta sonra 01 Ocak 1931 tarihinde TBMM’de  olay hakkında özet olarak; “...Kubilay olayı yüzlerce seneden beri dini siyasete alet eden bütün hareketlerin yeniden ortaya çıkmasıdır. Bu zavallılar lâikliğe karşı gelerek şeriat istemektedirler. Gerçekte ise menfaatlerini kaybetmişlerdir. Onu istiyorlar...” demiştir.


                           Türk Ordusunun unutulmayacak ve ona çok şey borçlu olduğumuz Genç Türk Subayı Kubilay ile Cumhuriyet Rejiminin sadık bekçileri Şevki ve Hasan'ın cenazeleri 1932 tarihinde yapılan törenle Menemen'e defnedilmişti.  Olayın hemen ardından Menemen’de Ayyıldız tepede devrim şehidi Kubilay ile Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki adına anıt dikilmiş ve bu anıtın üzerine “İnandılar, dövüştüler, öldüler... Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.” ifadesi yazılmıştır. 




               Anıt , heykeltıraş  Ratip Aşir Acudoğu tarafından 1932 yılında yapılmıştır. Kubilay Kışlası içerisinde etrafı çam ağaçlarıyla çevrili en yüksek tepede bulunmaktadır. Elinde mızrağıyla ufka doğru bakan genç heykeli Türk Gençliğini temsil eder. Onun altında ise Gençliğe hitabeden kısa bir bölüm yer almaktadır. Arka alanda yan yana olan 3 sütunda soldaki Bekçi Şevki , Ortadaki Asteğmen Kubilay ve sağdaki ise Bekçi Hasan'ı temsik eder.
               
                
                   “İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.




                                     Öğretmenimm , Şehidimm , Askerimm 
                  Seni unutmayacağız , unutturmayacağız.
                                                         Uçmağ'da görüşebilmek dileğiyle....
YouTube Kanalımızdaki Videomuz (Abone Olunuz)

                               

2 yorum:

  1. Yararlı paylaşım.Ruhu şad olsun şehitlerimizin.

    YanıtlaSil
  2. kardeşim çok güzel paylaşımlar yolun açık olsun.

    YanıtlaSil